Yağmur, binlerce aşk kitaplarında anlatıldığı kadar sağanak yağıyordu yine. İri iri yere düşen taneler, pencereden bakan arap kızının gözlerinde pembe bir hayale dönüşüyordu. Kırmızıya boyuyordu herşeyi tırnaklarındaki oje, damarlarındaki kan gibi. Hayalleri de yağmur taneleri ile birlikte kırmızıya boyanıyordu penceredeki arap kızının. Kırmızıya, günün soğumamış dakikalarından daha kırmızıya...
Bugünün en sessiz anı, yağmur yağarken yaşandı. Tüm evler perdelerini sonuna kadar araladı ve küçük kızlar yağmuru seyredaldı. Bugünün en sessiz dakikaları yağmurdan sonra bitti.
Yağmur, ağlıyordu pencerede sağanaktan sonra, sessiz ve düşünceli. İçinde kopan yeni bir fırtınaya hazırlanıyor gibiydi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder